20 Eylül 2020 Pazar

DALABİLEN

 Dalgalar sessiz, dalgalar dipsiz

Işık derin, ışık kör

Sarı, gölgeyi alır gider bu diyardan

Kimse duymaz dipsiz dalgalardan 

Örtüyorum üstüme bir yorgan misali

Dalgalar size diyorum gitmeyin bu diyardan

Sarıya soğuk dediler, inanır mısınız kelimelere

Bir kaşık suya dalga diye bağırmak

Işığa gölgeyi emanet edip gitme diye söylenmek 

Pardon! Siz kimlerdensiniz? Benim dalgamda nasıl boğulursunuz?

Evet dipsiz dalgalara salyalar karışmış

Işığı vurma be adam, etme emanet kalbini

Susuyorum  büyük dalganda

Hızla geri çekiliyor ışığın

Durma yolun ortasın, gölgen beni ele geçiriyor

Şimdi büyük dalgadan sonra susuz bir kumum

Kime ne geçtiğim yerlerde kendimi vurduğumdan

Şimdi sıcak ışıkta, dipsiz dalgada demli bir çay

Her şey yerli yerinde, etme merak dünyayı

Sadece dinle, sadece bil

Işık derin, ışık kör

Dalgalar sessiz, dalgalar dipsiz 


15 Eylül 2020 Salı

ÖNÜMÜZ DAR BOĞAZ

Dar boğazdan geçse de kalp

Dar boğazdan yatamıyor

Serin günlerin hatrına

Dar günleri yutuyor

Karlı günler sıralanıyor 

Dar boğazda geçmiyor günler  

Kışı güneşe buluyor

Belki serinlikte yatar bu gönül diye

Boğazda derinlik diyorlar

Hiç bilmiyorlar dardaki boğazı

İçi derin dışı serin o günlere teşne bu gönül

Mavisi tamam da gerisi gölge

Boğazda üşüyor burun sızısıyla

Üşümese de bilmez ki dar eteği

Sıkıyor kimi zaman delilikten

Karlı günlere serin bir türkü tutturmuş

O türkü ıslatır hep toprağı 

Yavaşça yere bırak gönlümü

Üşütme de ısıtma da zordaki boğazımı

Gelmez misin boğazda iki tura

Dur daha neler var

Neler

Önümüz kış 





31 Ağustos 2020 Pazartesi

UÇSANNE

Uçuyor anamın saçları
Her saç teli takılıyor uçurtmalara
Uçuyor uçurtmalar, takılmasın ellerime
Kokuyor anamın saçları ya özlem ya toprak
Kimse sormasın neden bu sorular
Diyorum ki uçuyor işte anamın saçları
Siz ne bilirsiniz analığın doğurduğu çıplak ruhları
Kimse sormasın neden bu sonlar
Sorulmuyor balonlara siz neden uçarsınız
Sorulmuyor işte güpegündüz vurulan kırlangıçlara
Siz nasıl bilirsiniz ölümü
Çok geç artık sarılamadığım anama
Uçuyorsa takılmasın tellere 
Siz ne bilirsiniz anamdan emdiğim sütü
Kırılıyorum karşı kaldırımda
Dönüp bakmıyorlar kırıklarıma
Kırıklarım ki önce beni acıtıyor sonra anamı
Siz ne bilirsiniz dinginliktense rüzgara inanmayı
Rüzgar ki uçuruyor anamın saçlarını
Siyah demek isterdim mateme
Ama anamın saçları ondan emdiğim süt kadar beyaz
Ama anamın sesi ondan duyduğum kadar kederli
Siz ne bilirsiniz zamansız ayrılıkları
Toprak kokusu karışıyor saçlarına
Anam diyorum işte yok başka bir sızısı
Uçsun isterdim toprağa karışmasındansa
Belki koklardım o zaman  gerdanından anavatanımı
Siz ne bilirsiniz anavatınından kopmayı