İçim uğulduyor rüzgar gibi
Sallanıyorum boşlukta tıpkı bir sarhoş gibi
Kimse kalmıyor etrafımda
Kalbi kırıklar listesi henüz oluşmamış bu dünya ağrısında
Siz hiç acı çekerken taşa sürtündünüz mü?
Ya da
Sürtündüğünüz taşın acısını bilir misiniz
Hep insana derler beşeri varlık diye
Peki kim anlatacak sürtünen taşın acısını
Sonra neden bilmem kuyruğu kesik bir tilki geliyor
Kesilen kuyruğunun acısı yerine rüzgarı uğulduyor
Bazen kızıyor bu taşlar neden bana karşı diye
Kimse sormuyor taşa sürtünmenin acısı nasıl diye
Kısık gözlerle anlatıyorum bu hikayeyi
Kimseye anlatamayacağım kendimden başka
Bana söz, sözler bana sır
Kendime ettiğim ihaneti kırpıyorum
Bir kuyruğun kırpılmasının şiiri değil bu
İçimde uğuldayan taşların yuvarlanması olsa gerek
Acımı dindirmiyor sürtündüğüm hiç bir şey
Taşım diye kalpsizim sanıyorlar
Elveda kendini aydınlatıp beni unutan ışık