Kumruları bilir misiniz
Hani çift yaratılmış denilen şu kuşları
Aslında çift yaratılmak diye bir şey yoktu
Herkes kendi yağında kavrulurdu
Düzen geldi, düzen gitti diye arkasından sövülür müydü bu dünyanın
Ağzı kulaklarında çiftini arayan kumru misali insanlar
Önündeki eşiği, kalbinin köşeli düzlükleri misali
Kurumuş ota muhtaç bir çift kumru misali
Dünden kalan yemeğin artıkları gibi
Yine de sıralanıp gitti masmavi bir gökyüzünde
Elleri sırtında geziyor, kopmuş bir saç teli misali
Kırıyor bazen başından bazen de ortasından kurumuş otu
Çiftini aramak tekliğine hakaret gibi
Bırak kendini de kavrul şu güneşin altında
Şah damarını arıyor bu kez hala yaşayıp yaşamadığını bellemek için
Yaşamanın sonsuz anlamlarında türeyip, tek bir anlamına hapsoluyor
Farzı misal yerinde bulamıyor kendini
Kendini bulmak birazda adının anlamında kaybolmak gibi
Sonsuz bir tiradı alıyor ellerine
Dökülüveriyor birden eteklerine tiradın kelimeleri
Okuyamıyor kavruk bir güneşi karşısına alarak
Anlam aramanın çift anlamlı kendisinde
Dünyasına vurmuş, kemendini boynuna takmış
Kuru otlar üstünde bağırıyor ilkbaharı
Damlasına susamış, susmuş sulandırılmamış
Kapatmış gözlerini bütün ölü taklidiyle
Gri bir gökyüzünü değil yırtmak
Uçmak mavi bir gökyüzünde
Çokca uçmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder